Gabrielle Kennedy

2015’te küratör Silvia Franceschini, Georg Schöllhammer ve Hedwig Saxenhuber önderliğinde gerçekleştirilen, Kiev Bienali’nde yer alan Kiev Okulu’nun bir parçasıydı. Okullar Okulu’na benzer hedefleri vardı ve değişimi teşvik etmek konusunda eğitimin oynayabileceği role odaklanıyordu. Daha doğrusu uluslararası sanatçılar ve entelektüellerden oluşan bir grubun, Ukraynalıları ve ötesini ilgilendiren meseleleri ele almak için bölge halkıyla nasıl işbirliği yapabileceğini araştırıyordu.

Franceschini, sanat ve mimarlık alanlarındaki geleneksel eğitimin karşısında konumlanan deneylere sosyalizm sonrası ülkelerin sanatıyla ilgili bilgisini ve devam eden araştırmasını ekledi. Özellikle ilgi duyduğu çalışmalardan biri, 1973’te gerçekleştirilen ve pek bilinmeyen Global Tools (Küresel Aletler) deneyiydi. Valerio Borgonuovo’yla birlikte bu ilham verici hareketle ilgili ilk monografiyi yazıyor.

Global Tools, 1968 öğrenci ayaklanmalarına ve eğitime yansıyan zorluklarına karşılık veren, İtalya’dan çıkan bir inisiyatifti. Arte Povera ve Arte Concettuale hareketlerinden çıkan isimlerle birlikte Radical Architecture (Radikal Mimarlık) grubunun üyelerinden Ettore Sottsass ve Andrea Branzi tarafından kurulmuştu. Ana hedefi “ellerle yapılan işler ile beyinle yapılanlar arasındaki boşluk için bir köprü oluşturmak” olan İtalya çapında bir laboratuvar sistemi olarak tasarlanmıştı. Beden, iletişim, inşaat, hayatta kalmak ve teori gibi beş farklı tema kullanarak birden fazla mekâna yayılan bir “anti-okul” etrafına inşa edilmişti.

Franceschini’ye göre bu, “tasarım eğitimini yeniden düşünmenin radikal bir yolu, modernizmin ana hatları ve geç sanayileşme toplumunun teşvik ettiği geniş çaplı yabancılaşmaya karşı ateşli bir eleştiriydi. Global Tools laboratuvarları ekoloji, hayatta kalmacılık, marjinallik, başarısızlık, topluluk, el sanatları ve geleceğin arkeolojileriyle ilgili fikirler gibi konulara temas ediyordu.”

Global Tools’u sanat ve tasarım eğitiminin Bauhaus’la başlayan tarihsel doğrultusuna oturtmak mümkün. Walter Gropius tarafından ortaya atılan 1919 Alman Bauhaus modeli, sanat ve tasarımı sanatın toplumdaki rolüyle ilgili ütopik görüşlerle birlikte üretim dünyasına bağladı. Savaştan sonra ise devreye, yıkılmış bir Almanya’yı ve sakat kalmış endüstriyi yeniden canlandırmaya odaklanan, önce Max Bill, ardından Tomàs Maldonado’nun direktörlüğünü üstlendiği Ulm Okulu devreye girdi. Okul, kaybolan her şeyi yeniden kurma, tasarımcı mesleğine bilimsel ve akademik bir boyut katma görevini üstlendi. Bunu yapmak için de sanatı müfredatından çıkardı.

Bu işleve dayalı yaklaşım, Uluslararası İmgelemci Bauhaus Hareketi (MIBI) için bir sorundu. Sanatçıları geri getirerek ve serbest deneyselliğe dönük yenilenmiş bir enerjiyle biraz değişiklik yapmaya karar verdiler. Ellilerin ortasında İtalya’nın Alba kentinde kurulan bu hareket, Durumcu Enternasyonal’in kuruluşuyla sonuçlandı.

“Hem katılımcıları hem de katkı sağlayan isimler bakımından fazlasıyla heterojen Alba Laboratuvarı’nın temel fikri, ‘serbest araştırma’ adı altında öznel (sanatsal) araştırma ve bilimsel nesnelliği bir araya getirmekti,” diyor Franceschini. “Kendisini Bauhaus’un işlevselci hatırasından kurtarmak için ortaya çıkan dilbilimsel ve resmi bir yenilenme hareketiydi. Savaşın ardından akılcılık sorunlu bulunuyordu.”

Franceschini, şöyle devam ediyor: “Deneysellik ve disiplinlerarası laboratuvar deneyimleri olasılığı, erken Global Tools diyaloğunun bir parçasıydı. Tabii bunun dönemle de bir bağı vardı. 1968, eleştirel söylem için canlı bir andı. Eleştirel teori, feminist siyaset ve ekolojik söylem, eğitimde kendisine ilk defa yer bulmuştu. Bir de Avrupa’da ve ötesinde gündelik hayatı etkileyen Orta Doğu petrol krizi vardı. Bunun nesnelerden çok davranışlardan etkilenmeye yol açtığını düşünüyorum, nitekim bu da Global Tools’un Bauhaus’tan ayrıldığı yönlerden biri. Global Tools, üretim, dağıtım, tüketim gibi bazı şeylerin nasıl farkı yapılabileceğini sorguluyordu. Aynı zamanda eğitim, ekoloji ve siyaset arasındaki ilişkileri görmesiyle her şeyin nasıl karmakarışık olduğunu fark etti.”

Global Tools, pedagojik ilhamını Ivan Illich’in temel metinleri Deschooling Society (Okulsuz Toplum) ve Tools of Conviviality'den (Şenlik Araçları) alıyordu. Bunlar bugün de kulağa fazlasıyla güncel geliyor, ayrıca içerideki çekişmeler ve felsefi anlaşmazlıklardan sona eren Global Tools’un sanat ve tasarım diyaloğuna neden yeniden dahil olduğunu açıklayabilir.


Franceschini’ye göre “Global Tools’un somut bir mirası yok. Alchimia ya da Memphis gibi gruplar birçok özelliğini taşısa da biz onu büyük ölçüde daha yeni keşfediyoruz. Bazı unsurları 1982’de Milano’da kurulan Domus Akademi gibi eğitim projelerinin temel dayanakları olarak da benimsendi. Dünya çapında günümüzün en deneysel akademilerinin ya da bağımsız eğitim programlarının da düşünce yapısının bir kısmını sahiplendiğini görüyorum.”

Peki tasarım eğitimi için sırada ne var, hangi pedagojik görüşler gelişerek alanın öğretilme ve uygulanma biçimlerinde bir fark yaratacak? 70’lerde radikal bulunan birçok görüşün uyarlandığını görüyoruz. “Artık dışarıda kalmak diye bir şey yok,” diyor Franceschini. “Herhangi bir şeye karşı olmak zor, çünkü her şey kapitalizmin mantığı ve bilgi ekonomisi dahilinde işliyor.”

Son zamanlarda bienaller, deneysellik için zengin bir alan sunmaya başladı. Buralarda deneysel pedagojik modellerin kültürel üretimin ve sivil toplumun mantığıyla nasıl bağ kurabildiğini, yapısal ve kurumsal değişikler konusunda nasıl bir etki yaratabileceklerini görüyoruz.

Kiev Okulu, tıpkı ondan önce Kıbrıs’ta gerçekleştirilen Manifesta 6 gibi yerel politik belirsizlikten dolayı iptal edilse de küratöryel ekip, VCRC’yle (Visual Culture Research Center – Görsel Kültür Araştırma Merkezi) birlikte devam etmek için farklı kaynaklar ve katılan on yedi kurum buldu, dünya çapında sanatçılar ve entelektüellerden destek gördü.

Altı konuyu merkeze alan altı okul vardı: Alıkonmuş Avrupa Okulu, Peyzaj Okulu, Gerçekçilik Okulu, Kanıt Olarak İmge Okulu, Yer Değiştirme Okulu ve Yalnızlar Okulu.

Franceschi, sözlerine şöyle devam ediyor: “Okullar fikrini kullanarak bir bienal yapmanın en büyük gücü serginin geçiciliğini değiştirebilmesi, çünkü sürekli olup biten bir şey var. Venedik’teki gibi açılıştan sonra çoğunlukla numarası kalmayan bir sergi makinesine dönmekle yetinmiyor. Bunun yerine sergilenen parçalardan hareket ederek önemli bir söylem platformu olma potansiyeli taşıyor. Sanat ve tasarım alanlarının ötesinde dahi daha fazla söylem var.”

Zor düzeni, sermaye eksikliği ve sert politik koşullar göz önünde bulundurulursa Kiev Okulu’nun sorunları da vardı, ancak katılan kurumların çoğu bienal sonrası onun programının bir kısmını uyguladı. “Bu kurumların birçoğunun miadını doldurmuş bir bakış açısına takılıp kaldığı ve güncele pek de sıcak bakmadığı düşünülürse bu inanılmazdı. İstanbul’da görmeye can attığım şeylerden biri, yerelle nasıl bağlantı kurmayı nasıl başardıkları, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu acil ve incelikli sorunları nasıl ele aldıkları olacak.”

Franceschini, 2014’teki Global Tools 1973-1975: Bir Tasarım Ekolojisine Doğru adlı sergisiyle İstanbul atmosferini hâlihazırda yaşamış bir isim. Gezi Parkı eylemlerinin hemen ardından gerçekleşen bu sergi, eleştirel pedagojinin meseleleri ele almanın yeni bir yolunu nasıl doğuracağı ya da sivil toplumla nasıl çalışılacağının acil bir tartışma konusu hâline geldiği bir döneme denk düşmüştü. İtalya’da “kurşun yıllar” denen, muğlak bir politik gerilim ve terörizmle özdeşleşmiş dönemde doğan Global Tools, ilham verici ve özgürleştirici bir örnek oldu.

“Deneysel eğitim modellerinin nasıl birer küratöryel alete dönüşebileceğini test etmek istiyorum,” diyor Franceschini. “Bir bienalin sağladığı koşullarda neyin etkili olabileceğini düşünüyorum, ama bunun ötesine de geçmek istiyorum.”

Bu konuya dair son yıllarda birçok araştırma gerçekleştirildi ve her ne kadar sözümona “eğitimde dönüş” sıradan bir küratöryel heves olma riski taşısa da bir yöntem var olduğunda arıtılıp uygulanması olasılığı daha yüksek. Böyle olunca radikalliğini kaybedip kural hâline geliyor, küratöryel deneylerin de tasarım ve sanat eğitimde bir etki yaratabileceğini kanıtlıyor.

Yukarı