Yeni bir toplumsal coğrafya geliştirmeyi hedefleyen Housing the Human (İnsanı Barındırmak) girişimi; ortak yaşamın geleceğini şekillendirme ihtimali olan toplumsal, teknolojik ve estetik sorular üzerine eğiliyor. Mimarlar, tasarımcılar ve sanatçılar tarafından ortaya atılan kavram havuzu içinden beş yaklaşım, gelecek yıl içinde somut birer prototipe dönüştürülmek üzere seçildi. Bu yaklaşımlar, 2018 ve 2019 boyunca Avrupa çapında beş farklı platformda sunulacak.

4. İstanbul Tasarım Bienali’nin kapanış haftasında Housing the Human, her biri alanı tasarlamanın, inşa etmenin ve deneyimlemenin olası gelecekleriyle ilgili özgün birer bakış açısı öneren bu beş kavramı tartışacak. Sunumlar, herkesin katılımına açık bir sohbetle devam edecek. Tartışmayı renklendirecek uzmanlardan oluşan ekipte; XXI Mimarlık Tasarım ve Mekan Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Hülya Ertaş; yazar ve tasarımcı Nicholas Korody; SALT Araştırma ve Programlar Direktörü Meriç Öner; tasarımcı Daniel Perlin ve araştırmacı Moira Valeri yer alıyor.


İnisiyatif, Ekim ayında beş katılımcı tarafından Berlin’de bulunan Haus der Kulturen der Welt’te (HKW) başlatıldı. Housing the Human, ilk aşamalarındaki kavramlar için kamusal bir platform sağladı. Technoflesh’ten Simone C Niquille; bir yapay zekâ varlığının bakış açılarının 3 boyutlu yorumlamalarla temsil edildiği Spot Mini’nin Acısı Hakkında adlı, insan ve makinenin birlikte yaşamasına odaklanan video araştırmasının ilk çıktılarını sundu. KOSMOS Architects mimarlık ofisinden Artem Kitaev; Yeni Bir Evin Üç Sütunu prototipinin taşınabilir unsurlar aracılığıyla terk edilmiş ve kullanılmayan yapılardan konut üretilmesine nasıl olanak tanıdığını açıkladı. Mimari tasarımdaki işlevsel “donanım” ve “yazılım” ayrımını kullanan Kitaev, bizi konutsal alanı yeniden düşünmeye davet ediyor. Lucia Tahan, Bulut Konutları adlı projesiyle teknolojinin kullanımının; piyasanın yönlendirdiği, müşteri odaklı bir ortamda insanların mekânları işgal etme hâllerini nasıl değiştireceğinin bir öngörüsünü sunuyor. Tahan, artırılmış gerçeklik kullanan bir enstalasyon aracılığıyla ziyaretçileri boş bir alan için mobilya tasarlamaya, dijital ve fiziksel dünyaların örtüştüğü noktalar üzerine düşünmeye davet etti. Dasha Tsapenko yaşam alanlarının gelecekteki kullanımlarının, poliamorik birliktelikler gibi aşk ilişkilerimiz ve aile yapılarımızdaki değişiklikler aracılığıyla nasıl değişimler geçirebileceğini inceliyor. Onların karmaşıklığını görselleştiren bir performans, 20 hanede gerçekleştireceği kişisel saha araştırmasına dayanan LABORATUVAŞK projesinin başlangıç noktasını oluşturdu. Sürdürülebilir malzeme teknolojileri uzmanı Mae-ling Lokko, Agrocologies projesiyle organik atıkları inşaat için işlemenin ve yeniden kullanmanın, bunları ev yemeklerinde geri dönüşüm idaresine dahil etmenin yollarını araştırıyor. Sunumunda, miselyum teknolojisinin potansiyellerini açıkladı.

Prototiplerin üretim süreçleri, Housing the Human’ın ana unsurlarından biri. Proje, pratik bir gelecekbilim için disiplinlerarası yöntemler geliştirmeyi hedefleyen çığır açıcı bir araştırma platformu olarak tasarlandı. Forecast’in (Berlin) sanat yönetmeni ve Housing the Human’ın öncülerinden Freo Majer’e göre, “Prototip çalışması yapmak; yalnızca sözcük, kavram, soru, ya da fikirden ibaret olmayan, deneyimlenebilir bir şeye ulaşmanız gerektiği anlamına geliyor. O yüzden her kavram bir şekilde somutlaşacak. Öte yandan biz prototipi hayli geniş tanımlıyoruz. Tam boy model, 3 boyutlu bir simülasyon, video çalışma ya da enstalasyon olabilir, performans ya da söyleme dayalı bir çalışma da. Deneyselliğe radikal bir yaklaşım katmak, projemizin anahtar unsurlarından.”

Prototiplerin gelişimi, alışılagelmiş akademik ya da kurumsal ortamın dışında, çeşitli alanların uzmanlarından oluşan ve sürekli genişleyen uluslararası bir ağın kılavuzluğu ve danışmanlığında şekilleniyor. Seçilen beş katılımcı; bire bir seanslar, paneller ve atölyeler aracılığıyla farklı bakış açıları üzerinden geri bildirimler alıyor. Projeye bugüne dek dahil olan uzmanlar arasında mimar Giancarlo Mazzanti ve Matthias Sauerbruch, film yapımcısı Christopher Roth, yazar ve küratör James Taylor-Foster, küratör Angela Rui, tasarımcı Daniel Perlin, müze direktörü Tulga Beyerle ve video sanatçısı Omer Fast yer alıyor.


MAXXI’nin (Roma) kıdemli küratörlerinden, Demanio Marittimo. Km-278 (Ancona, İtalya) direktörlerinden ve Housing the Human’ın sanat yönetmenlerinden olan Pippo Ciorra’ya göre, “Bu didaktik, deneye dayalı deneyim, Housing the Human’ın ikinci ayağı ve farklı zihinleri iyi fikirler etrafında bir araya getirdiği için oldukça faydalı. Birer prototip geliştirmeleri için beş genç yetenek seçtik, onlarla tanışmaları ve onları dünyanın farklı yerlerine götürmeleri için de uzmanlar çağırdık. Verimli sonuçlar doğuran zorluklarından ötürü bu tür göçebe öğretme deneyimlerini takıntı hâline getirdim.”

Kavramsal ve gelişimsel süreci kamuya açık hâle getirmek, genel düşüncenin bir parçası. “Araştırmanın ilk aşamasını sunmak oldukça zor, çünkü o sırada hâlâ kırılgan bir noktadasınız.” Housing the Human’ın küratöryel ekibinin üçüncü üyesi Jan Boelen böyle söylüyor. 4. İstanbul Tasarım Bienali’nin küratörü Boelen, Housing the Human’ı İstanbul’a davet eden isim. “Yine de son derece değerli olabilir. Katılımcılarımız her bağlamdan, her ülkeden, her kentten bir şey öğrenecek. Her birinden ilham alacak ve projeye yeni fikirler aşılayacak, önceden hiç sorulmamış sorular ortaya atacaklar. Housing the Human İstanbul’da denediğimiz, hâlihazırda olanlara kıyasla geleceğe daha çok odaklanan yeni bir eğitim modeliyle de ilişkili. Biz yalnızca bienalde birtakım işler sergilemekle ilgilenmiyoruz. İşi üretiyor, araştırmayı yürütüyor, uzmanları bir araya getiriyor ve onların tartışmaları sürdürmelerini sağlıyoruz. Böylelikle kurumları ve onların formatlarını sorgulamakla kalmıyor; üretim, tartışma, söylem ve daha fazlasını teşvik etmek için araştırmayı kullanmayı hedefliyoruz.”

2019’da Kopenhag Mimarlık Festivali (CAFx), geliştirilen prototipleri daha geniş bir kitleyle paylaşma; tartışmalar, performanslar ve atölyeler aracılığıyla inceleme imkânı sunan ilk sahne olacak. CAFx seneye, Bauhaus’un ve Danimarka’daki Sosyal Konut Derneği’nin 100. yılına atıfla “değişen idealler” ana başlığıyla gerçekleştirilecek. Housing the Human’ın küratöryel ekibinin dördüncü üyesi ve CAFx Direktörü Josephine Michau, şunları söylüyor: “İyi hayat idealleri değişiyor, inşa edilmiş çevreler ve tasarım da bu farklı ihtiyaçları karşılamak zorunda. Danimarka’da 37 farklı aile kategorisiyle çalışıyoruz, bu da elbette ki yeni tasarım yöntemleri gerektiriyor. Aynı zamanda iklim krizleri ve konut yetersizliğiyle de ilgilenmeliyiz. Housing the Human da hem zorluklar hem de fırsatlar bakımından; teknolojik, ekonomik ve politik açıdan bütün bunlarla nasıl başa çıkacağımızı tartışırken büyük bir önem kazanıyor.”


CAFx’in ardından Housing the Human’ı, Belçika’nın Hasselt kentinde yer alan Z33 – Güncel Sanat Evi ağırlayacak. Projelerin son çıktıları Ekim 2019’da, Berlin’deki Radialsystem’de gerçekleştirilecek Housing the Human Festivali kapsamında sergilenecek.

Housing the Human, Almanya Federal Bina ve Bölge Planlama Ofisi bünyesinde bulunan İmar, Kent Sorunları ve Mekânsal Gelişim Araştırmaları Federal Enstitüsü tarafından fonlanıyor ve acatech (Alman Ulusal Bilim ve Mühendislik Okulu) işbirliğiyle gerçekleştiriliyor. 2 Kasım’da İstanbul’da gerçekleşecek etkinlik Goethe-Institut İstanbul tarafından destekleniyor.

Yukarı